29 Temmuz 2010 Perşembe

Öylesine..

Karanlığımı çaldığın pencereden sızıyor kanım ağır, yaralı...
Başıboş bir sarhoşluğun kara üzüm kokusunda damlıyor pencereme mehtap.
Bacak arası savurganlığında üflüyorsun umutlarımı
Kadınlığın düşüyor peşime ne zaman erkek duracak olsam...
Yit ve git
Cennet ne cehennem yok kaygım
Sen kendine melek dediğin gün
Ben bütün meleklerimi bağışladım…
şeytanın cürümü kadar sevişmedim boğma beyaz rakı kadehiyle
Gecenin bacak arasından geçti tüm arsız günahlarım
Yok sen de kalan bir yüzüm, bir dilim, bir dudağım
İnlemeli gecelerinden arta kalan kirli çarşafların günahı
Yok benim günahım!
Sen sabi bir bebek çığlığıyla sustuğundan beri
Ben arsız, asi, yaşlı bir ihtiyarım.

(Alıntıdır)

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Yunuslar ve huzur..





Bir insanın yapması gereken en güzel mutluluklardan birisi sanırım, onlara iletişim içerisinde olup onlarla konuşmak anlaşmak, ne zaman canım sıkılsa anlıyorlar ve beni neşelendiriyorlar aileden farksızlar sanırım :) kimi zor günlerimde onlar yanımdaydı hani pek çok insandan çok daha duyarlılar sanırım en azından çok daha hisliler, sanslıyım onlarla beraber güzel bir yaz geçiriyorum boş günler onlarla geçiyor herkesin imrenerek baktığı gözlerle güzel bir yaz =)