30 Kasım 2012 Cuma

Saçma bir yazı içinde saçma yaşamlar

Zordu derin kahkahalar içinde onu dinlemek, onu görmek ve kalbine dokunmak. Aynı yolda ilerlerken bir yara bandı gibi değiştirilen kişilikler. Şuursuzca içip kendini kaybedenler. Hayatın tüm güzelliklerini yaşayıp yine mutlu olanlar. Ne çok insan var çevremizde, bizimle olup bizlerle eğlenen kimi zaman anlayan veya anladığını iddia eden, hiç terk etmeyeceğini söyleyen ama sözlerini unutup kaybolan. Derinlerde sevdiğimiz ve başkalarında aradığımız veya ruhlarını yer değiştirdiğimiz kişilerle aşk yaşadığımızı sandığımız ve bir anda bencilliğimize yenik düşüp yine kaybolduğumuz zamanların içerisindeyiz. Sahte gülümsemeler, yepyeni yaşam arayışları ve bir bir devrilen şişeler işte. Bir nevi herkesin hayat hikayesinden birer parçalar, kelime kelime harf harf birleşen aynı bir resmin renkleri gibi işte siyah ile beyaz gibi gerçek ve acı.. Bununla birlikte yaşanan değişimler, beklentiler ardından ise sadece kalan hüzün kümesi içinde yer alır işte benlik ve kayboluş. Bir yerler vardı işte kendimi yalnız hissetmediğim, kalbimde yer alan, evimdeymişçesine yaşadığım sıcak ve güzel bir yer. Tek tek, yavaş yavaş bir şeyler kurdum içimde kendim için, çevremdekiler için, onun için, yaşam için. Ama olmadı yine işte yine ben yalnız, karanlık ve bir mum ışığı etrafında. Yavaş yavaş eriyor, hani dünyanın en güzel filmi olsa bu tadı vermiyor ateşi izlemek ne kadar ufak olsa bile ne kadar güçlü olduğunu görmek.. Belkide işte ateş gibi olmalı, gerektiği zaman yakmalı, gerektiği zaman ışık saçmalı ve gerektiği zaman sönmeli. Hangisindeyim bilmiyorum ama şu an içimi ısıtan tek şey bu ateş aynı umutlar gibi işte...

17 Kasım 2012 Cumartesi

Yine mi bir haykırış?


Sınavlar, hayatlarımıza yön veren o hiç bir halta yaramayan üç'er saatlik sınavlar. Dil sınavı olsun, ales olsun hepsi birbirinden saçmalıklarla dolu. Birisinde yıllarca sayısal veya sözel mantık düşünmeye zorlamayan bir sistem içerisinde geçirdiğimiz yıllar sonra bunları önümüze sunmaları. Bir diğerinde ise; sadece tekniğe yönelik olan, kendi literatüründeki bilgileri sormayan, sorgulamayan ve hatta üstüne üstlük en ücra köşelerde hiç yer almayan kelimelerin karşımıza çıktığı saçma sapan bir dil sınavı.
Mezun olmuşsun, bölümünde belli bir derece yapmışsın pek çok kişinin önüne geçmişsin ama kimse elinde tutmadığından dolayı bir "dayın" olmadığından dolayı pek çok insan gibi sürünerek bir yerlere gelmeye çalışıyorsun. Bunların yanı sıra hayatında saçma sapan olaylar düşünceler ve haksızlıklarıda aşmaya çalışıyorsun. Herkese iyiyim diye haykırıyorsun ama en yakınındakiler bile içini göremiyor seni anlayamıyor.
Sonra diyorsun işte nerede benim içkim sigaram.. Saçmalıklarla dolu bir hayat içerisinde kimselerin kimseleri anlamadığı, birbirlerinden birer sülük gibi enerjilerini sömürdükleri garip bir dünya işte bu. Hatta eminim ki her şeyi yerli yerinde olan birisi (parası, evi, sağlığı,ailesi ve sevdikleri) bile bu durumdan şikayet edebiliyor tatminsizliği yaşıyor ve bunun suçunu başkalarında arıyor. Bu saçma yerden kaçmak için yol arıyor ama en fazla yapabildiği kendisini kandırmak işte. Zor, anlamsız ve gereksiz hayatlar içinde geçen bir ömür ile sonsuz düşünceler boşluğunda kayboluşun hikayesi bu, herkesin yaşadığı ve yaşamakta olduğu ve kimsenin kaçamayacağı bir son olan bir yol bu..