17 Kasım 2012 Cumartesi

Yine mi bir haykırış?


Sınavlar, hayatlarımıza yön veren o hiç bir halta yaramayan üç'er saatlik sınavlar. Dil sınavı olsun, ales olsun hepsi birbirinden saçmalıklarla dolu. Birisinde yıllarca sayısal veya sözel mantık düşünmeye zorlamayan bir sistem içerisinde geçirdiğimiz yıllar sonra bunları önümüze sunmaları. Bir diğerinde ise; sadece tekniğe yönelik olan, kendi literatüründeki bilgileri sormayan, sorgulamayan ve hatta üstüne üstlük en ücra köşelerde hiç yer almayan kelimelerin karşımıza çıktığı saçma sapan bir dil sınavı.
Mezun olmuşsun, bölümünde belli bir derece yapmışsın pek çok kişinin önüne geçmişsin ama kimse elinde tutmadığından dolayı bir "dayın" olmadığından dolayı pek çok insan gibi sürünerek bir yerlere gelmeye çalışıyorsun. Bunların yanı sıra hayatında saçma sapan olaylar düşünceler ve haksızlıklarıda aşmaya çalışıyorsun. Herkese iyiyim diye haykırıyorsun ama en yakınındakiler bile içini göremiyor seni anlayamıyor.
Sonra diyorsun işte nerede benim içkim sigaram.. Saçmalıklarla dolu bir hayat içerisinde kimselerin kimseleri anlamadığı, birbirlerinden birer sülük gibi enerjilerini sömürdükleri garip bir dünya işte bu. Hatta eminim ki her şeyi yerli yerinde olan birisi (parası, evi, sağlığı,ailesi ve sevdikleri) bile bu durumdan şikayet edebiliyor tatminsizliği yaşıyor ve bunun suçunu başkalarında arıyor. Bu saçma yerden kaçmak için yol arıyor ama en fazla yapabildiği kendisini kandırmak işte. Zor, anlamsız ve gereksiz hayatlar içinde geçen bir ömür ile sonsuz düşünceler boşluğunda kayboluşun hikayesi bu, herkesin yaşadığı ve yaşamakta olduğu ve kimsenin kaçamayacağı bir son olan bir yol bu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder